12 Mart 2015 Perşembe

KENDİME NOT(!) ÜNİVERSİTE

İyi niyetin aslında kötü olduğunu düşünmemeyi denemek zorunda kaldığım için, bazı insanların farklı olabileceğini düşündüğüm için, yanıldığım için fazlaca üzgünüm.
Üniversiteye gelirken, ilk üniversitemde yaşadığım hayal kırıklığını burada da yaşamayı hiç ummamıştım. Yıpranmamış hayallerim vardı dokunsanız kanatlanacak heyecana sahip, bunları eğitimle, bilimle birleştirip yaşadığımız ve bizden sonraki nesle aktaracağım güzel deneyimler peşindeyim hala. Hala birbirimize destek olup, okuldan sonraki hayatta görüşüp birbirimizden güç alacağım insanların var olduğuna inanıyorum.
Ama etrafta o kadar hadsiz ve seviyesiz insan var ki; hiç bir şey yapmadıkları gibi yapanları da yolundan etmeye çalışan. Hayatlarını dedikoduya ve şekilciliğe adamış durumdalar, bir vizyona sahip olmayıp sadece konuşmak için konuşan. 
Bütün bunlarda emeği geçen herkese teşekkürü borç bilirim, sayenizde daha fazla farkındalığa sahip oldum, umarım kendinize dışarından bakıp yaptığınız yanlışı görürsünüz. Tüm bunlara rağmen pes etmiş değilim, daha iyisini yapmak için daha fazla çabalayacağım.
Hayalinizin imkansız olduğunu kabullenmenize neden olan insanları affetmeyin.

15 Mayıs 2012 Salı

~olmayan

öyle güzeldin ki hayallerimde,
kimsenin erişemeyeceği kadar saf ve temiz...
bir yağmurlu, bir bulutlu, bir güneşli, karlı, soğuk, sıcaktı her gelişin,
sızım sızım sızlatan bir yürek acısıydın gidişlerinde,
bakmaya kıyamazken sana,
gözlerine,
kirpiklerine,
gamzelerine,
her bakışımda yeniden filizlenen çiçeklerden farksızdın,
her bir uzvum,
mimiklerim, saçlarımı bir umut kaplıyordu...


yürüdüğüm yollarda aradım seni,
her an her gittiğim yerde,
kendimden bir parça gibi,
belki olmayan bir parça huzur için,
olmayan yarınlar için,
olmayan sevdalar için...


bir defasında,
şarapçının kirli sakallarının arasına saklandım, 
dudaklarından düşecek her şeye muhtaç gibi, 
kimsede olmayan keyifle anlatıyordu; "çok sevdim" diyordu, hem de ne çok,
öyle derinden bir of çekti ki, içler acısı, dayanmak kime düşmüş,
ellerinde, saçtan görünmeyen yüzünde, dünyayı yaşatıyordu,
o kadar umutsuzluğa rağmen yaşamdaydı,
eskisi gibi yemiyor, uyumuyor, yıkanmıyor, konuşmuyordu,
her şeyini bir şişeye hapsetmiş,
her defasında dibinde bulacakmış gibi yaşıyordu,
hayat ona güzeldi bir yerde, tek derdi için yaşıyordu, 
onun da şişenin dibinde olduğunu biliyordu her yeni şişede...

10 Mayıs 2012 Perşembe

bu hayatta...

canının ne kadar yanacağını bilsen de,
bazen yaralarımıza tuz basmayı bilmek gerek bu hayatta...
hiç bir zaman, her şeyin istediğimiz gibi olmayacağını bilmek gerek,
her şeyin üstesinden gelebileceğimize inandırmamalıyız kendimizi bu hayatta...




bak, olmadı her şey istediğimiz gibi,
kuşlara, yıldızlara, bembeyaz dalgalara verdiğimiz sözü tutamadık bu hayatta...


sevgi değilmiş her şey,
değer vermek değilmiş,
çok istemek değilmiş elde etmek, ölmek değilmiş her şey bu hayatta...
beraber olmak değilmiş sevmek,
hissetmek değilmiş sevmek,
nefes almak değilmiş yaşamak,
sadece ölmenin değil, başka şeylerin de çaresinin olmadığını bilmek gerek bu hayatta...
çareler denizinde çaresizce boğulabileceğini,
hayalini kurduklarının her istediğinde yanında olmayacağını bilmek gerek bu hayatta...


yaptığın her şeyin onun istediği şeyler olmadığını bilmek gerek,
ne kadar sevsen de bir gün yapayalnız kalacağını,
öldüğünde dünyanın döneceğini bilmek gerek bu hayatta...
el ele tutup yürüsen bile, 
bir gün o elin olmayacağını bilmek gerek bu hayatta...


içimiz bir daha bu kadar yanmaz,
ve onun keşkeleriyle yaşayamayacağını bilmek gerek bu hayatta !


son kez çek kokumu içine,
her soluk verişinde kokla beni ama ölçülü kullan,
bir daha koklayamayacaksın beni bu hayatta...


galibi sendin bu aşkın...


sırtımda kocaman bir bıçak yarası,
bütün hayatım sırtımda, karşılıksız,sorgusuz sualsiz sana getirmişken,
daha fazlasını yükledin, buna bile zor dayanırken,


sen varken sensizliği yaşamak varmış bu hayatta !

4 Mayıs 2012 Cuma

anlatılamayan..

Bir güneş ol, ısıt istedim ıssız sabahlarımı, sırlarımızı taşıyan kuşları... Muradıma ermeden kapatmak istemedim gözlerimi, yaşamak boşuna sensizken.Buğulanan camlara yazabildim sadece ismimizi, sırf bu yüzden küstüm güneşe, seni bana getirmeyen her şeye... Seninle olamamanın acısını çıkardım dünyadan.


Son bakışın bitmek bilmeyen bir filmdeki mutlu son gibi, sonsuz mutluluk duygusu. Oysaki saçımın her teline işlemiştin bir bir bembeyaz. Uyku olup dol istedim gözlerimden, uzayıp giden sonsuz gecelerde. Gençliğim bir paçavra gibi ücra bir köşede kalmasın diye, ince bir ayrıntı ol istedim hayatımda can damarı gibi. Taşınmaz bazı yükler, olduğu yerde bırakmak gerek. Cam şişelerin içine hapsedilen gemiler gibi parça parça taşı istedim hayatına. Sigaramın dumanına çizdim hayallerimi, hepsi bir bir uçup gittiler ve ben daha çok içmeye başladım. 




Boğazımda düğümlendi onca kelime, konuşamadım. Her vapura binişimde martılar seni sordu, söz verdiğimiz yerde. Kum fırtınasından farksızdı hayatıma girip çıkışın, gözlerimi açtığımda seraplarla dolu çölün ortasındaydım. Gözlerim acıyor, ellerim titriyor, kulaklarım çınlıyor, iflas ediyor bedenim...


3 Mayıs 2012 Perşembe

ne yaptık ?

Sadece sevmekle geçseydi ömür;rüzgarların esip gitmesi gibi, karların eriyip, yağmurların yağması kadar kolay olurdu.Şarkıların çalıp ta ruhumuzda bıraktıkları tını kadar geçici, aldığımız nefesle verdiğimiz nefes kadar kısa olurdu.


Bizler ne yaptık? 


Bir fırtınaya kapıldık o rüzgarlar yıllarca gitmedi, karlar yağdı metrelerce yükseklikte, hayallerimize yağdı kar, duygularımıza, içimizi ısıtan sevgimize, ısınmaz olduk.Yağmurlar yağdı gecelerce haftalarca,aylarca elmacık kemiklerimize,yastığımıza yatağımıza, en saf sevgimize,hayallerimize...Sonra bir şarkı tutturduk en derin yaralar açan, her dinlediğimizde parçalara bölen sizi yok eden.Hiç düşmedi bu şarkı dilimizden, en yakın arkadaşlarımızla, yemek masasında bile her lokmada bir nakarat tekrar ettiğimiz. Nefesimizi tutmaya başladık, bir daha bırakmayacak gibi...

2 Mayıs 2012 Çarşamba

bir gece

hiç bir karşılık olmadan, nefes almadan da sevmeye çalışabilir misin? gurur denen meziyetten duvar örmeden de gözlerini kapatıp sevebilir misin ? baharlar hiç gelmese hep soğuktan titresek yine de sevebilir misin ? zamanı durdururcasına sevebilir misin ? öleceğini bilsen ilk söyleyeceğin şey "seni seviyorum" olacak kadar sevebilir misin ? hayatının sınavında onu sadece "onu" düşünecek kadar sevebilir misin ? uyumadan, yemeden içmeden sadece aşkı düşünerek sevebilir misin ?